Antalya’nın En Eski Mekanı: 7 Mehmet

1937 yılında kurulan ve yaklaşık 80 yıllık bir geçmişe sahip olan 7 Mehmet, sunduğu unutulmaz lezzetlerle misafirlerin zihnine kazınıyor.

Restoranın tarihini incelediğimizde 7 Mehmet isminin hikayesi de yemekleri gibi akılda kalıcı. Küçükken Mehmet Akdağ’ın alnında V şeklinde bir yara açılıyor. Arapçadaki V harfi dilimizde 7 anlamına geldiği için, 7 Mehmet lakabıyla büyüyen Mehmet Akdağ, restoranının adını da 7 Mehmet koyuyor.

Balıkta olduğu kadar ette de başarılı bir restoran olan 7 Mehmet’in mutfağı ise mevsimsel olarak değişiyor. Sürekli kendini yenileyen ve misafirlerini şaşırtmaya, şımartmaya devam eden restoranın başarılı servisi de övgüyü hak ediyor.

Sahibinin leziz yemek yalın ve doğal olmalı felsefesiyle masalarımıza taşınan yemekler, en iyi malzemelerden seçilip, deneyimli pişirme tekniklerinden geçerek bizlerle buluşuyor.

Zaman harcayarak ve itina göstererek hazırlanan bu yemeklere bir de yaratıcılık eklenince ortaya yüksek kaliteli tatlar çıkıyor. Yemeklerin kalitesi ile fiyatları arasında da bir oran oluyor.

Mutfağın mevsimsel olduğunu belirtmiştik. Mevsimlerine göre farklı zeytinyağlılar sunuluyor ve kullanılan kaliteli zeytinyağı sayesinde sebzeler diri kalıyor.

7 Mehmet’in zengin menüsünde mezelerden tutun, sebze, salata, balık, etlere kadar her türlü çeşit bulunabiliyor.

7 Mehmet yalnızca doğal yani yetiştirme olmayan balık kullanıyor. Hatta genellikle günde tek bir balık bulunuyor.

Her biri birbirinden leziz mezelerinin yanında rakınızı, şarabınızı içebilir, özenle seçilmiş peynirlerin tadına varabilirsiniz.

Mekanın favorileri ise pişirdikleri süt kokoreç ile hakkını vererek pişirdikleri oğlak, kuzu ve av etleri.

Tandır oğlak ve kuzuya bayılmamak elde değil. Tabağın yanındaki pilav ve salatalar ise sürekli değişiyor ancak korkmayın, malzeme kalitesi asla değişmiyor. Antalya’da yetişen pomelo ise yeşil salatalara çok yakışıyor.