İşlem Sürüyor...

Pablo Picasso’nun Sıra Dışı Yaşam Öyküsü

Alışılmışın dışında eserleri, özgün kişiliği ve sıra dışı yaşantısıyla ismi sanat dünyasında adeta bir marka haline gelen Pablo Picasso, modern resim denildiğinde ilk akla gelen isimlerden... Ölümünün üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen adı ve şöhreti güçlü bir şekilde ayakta duran Pablo Picasso’nun tablolarına bugün bile paha biçilemiyor. Resim sanatına olan kabiliyeti henüz çocuk yaşlarda ortaya çıkmaya başlayan Picasso’nun ilk kelimesi “kalem” olmuştu.

 

 

Resim yapmaya 7 yaşında başlayan yetenekli ressam 25 Ekim 1881 yılında İspanya Malaga'da dünyaya geldi. Ona ilk resim derslerini babası verdi. Picasso’nun sanat öğretmeni ve aynı zamanda müze müdürü olan babası Don José Ruiz y Blasco, ünlü ressamın sanat kariyerinin oluşmasındaki ilk ve en önemli itici güç oldu. İsim olarak annesinin genç kızlık soyadını seçen Picasso, ilk eseri Picador’u 9 yaşında resmetti. 13 yaşındayken de Barselona Güzel Sanatlar okuluna kabul edildi.

 

 

Picasso ünü çok küçük yaşlarda yakaladı ve 92 yıllık ömrü boyunca başarı ve ünle birlikte yaşadı. Onun tablolarındaki çekicilik ve gizem bugün bile etkisini sürdürmeye devam ediyor. Yeteneği çok erken yaşlarda fark edilen Pablo Picasso Velazquez ve Goya gibi başarılı isimlerden esinlendi ve onların eserlerine yorum getirdi. Paris’e taşındığı yıllardan başlayarak Matisse’nin gösterdiği Afrika maskelerinden çok etkilendi ve kübizm akımıyla tanışarak sanat çizgisinin asıl karakteristiğini buldu.  

 

     

Pablo Picasso’nun “Soyut sanat yoktur. Her zaman işe bir şeyle başlamak gerekir. Her çeşit gerçek görüntüsü ondan sonra kaldırılabilir. Hiçbir tehlike yoktur çünkü obje düşüncesi silinmez bir iz bırakmıştır. Odur sanatçıyı kışkırtan, düşüncelerini ayağa kaldıran, coşkularını harekete geçiren, düşünceler ve coşkular ne yaparlarsa yapsınlar artık tablodan kaçamayacaklardır. Varlıkları hiç görünmemesine karşın tablonun bütünündedirler.” cümlesi sanat hayatının bir nevi özetidir.

 

 

Picasso daha çok yabancılığı, gelişmiş şehirlere uyum sağlamakta zorluk çekenleri, yalnızlığı ve acı çekenleri tablolarına tema yaptı. İlk eşi Olga Kokhlova ve oğlunun pek çok portresini de yapan sıra dışı ressam ünlü eserlerinden birisi olan 1907 tarihli Avignonlu Kadınlar portresiyle de adından söz ettirdi. Bir genelevdeki beş hayat kadınını resmeden Picasso’nun bu eseri Kübizm akımının en önemli temsilcisi olarak bilinir.

 

 

1961’de ikinci eşi olan Jacquelin Roque ile evlenen Picasso o dönemde Cannes yakınlarındaki Mougins kasabasına yerleşti. Picasso resim yaptığı süre boyunca hem kendi yaşam deneyimlerini hem de dünyayı etkileyen olayları kendi ruhsal süzgecinden geçirerek boyalar aracılığıyla tablolarına yansıtmıştır. Picasso’nun eserlerinde 9 dönemden söz edilir.

 

 

 

Picasso’nun eserlerindeki dönemler: 1901-1904 arası Mavi Dönem, 1904-1906 arası Pembe Dönem, 1907-1909 arası Afrika Sanatı ve Primitif Dönem, 1909-1912 arası Analitik Kübizm, 1912-1919 arası Sentetik Kübizm, 1919-1929 arası Neoklasizm ve Sürrealizm, 1930-1939 arası Büyük Depresyon ve Güzel Sanatlar Müzesi,1939-1949 arası 2. Dünya Savaşı ve Sonrası…

 

 

 

Picasso’nun eserlerindeki en ayırt edici özellik, bir tutarlılığın olmayışıdır. Eserlerinde hep bir devinim vardır. Tıpkı zaman ve yaşam gibi akıcılığı olan ve belli süreler içinde evrilerek dönüşen bir karakteristik. Picasso’nun eserlerini ona özel kılan dinamizm budur. Sanatın bilinen ve alışılagelmiş tüm kalıplarını yıkarak yeni baştan bir seyir yaratan ressam uzun sayılacak ömrü boyunca 50 binin üzerinde sanat eserine imzasını atmış ve resim dışında heykel, seramik ve şiirle de ilgilenmiştir.

 

 

Picasso aşkta da tıpkı tabloları gibi renkli bir yaşamın izini sürdü. İki kez evlenen ressamın hayatına pek çok kadın girdi. Pek çok eserinde sevdiği kadınları da resmeden Picasso savaş karşıtı kimliğiyle de bilindi. Komünizme siyasi değil duygusal ve lirik bir açıdan yaklaşan Picasso fark yaratan kimliğini bu cephede de gözler önüne serdi. En büyük eserlerinden birisi olan Guernica faşizme ve tüm savaşlara bir isyan niteliği taşımaktadır.

 

 

 

Picasso, en değerli eserlerini 1932 yılında üretti. Mucizeler Yılı olarak adlandırılan bu dönemde eserlerine neredeyse paha biçilemedi. 1911 yılında Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa eserini Floransa’ya kaçırmakla suçlandı. Fakat bunlar sadece iddia olarak kaldı. Ressamlığın dışında sanatın en özel alanlarına da ilgili ve yetenekli olan Picasso yazarlık ve şairlik yönüyle de beğeni kazandı. Sürrealist bir oyun da yazan Picasso sanat ve başarıyla dolu bir yaşam sürdü. 

0 Yorum

Yorum Yap

21680 kez görüntülendi
  • Merve Tepedüş
  • 14-04-2021
  • YAŞAM

Sizin İçin Önerilenler


BARUT HOTELS
İLETİŞİM