Minimalizmi sadeliğin ve nesnelliğin ön planda tutulduğu bir anlayış veya bir akım olarak tanımlayabiliriz. Minimalizm, ABC sanatı ve minimal sanat olarak da tanımlanabilir. Minimalizm 1960’lı yıllarda bir sanat akımı olarak ortaya çıkmıştır. Ve bu akımın çıkış noktası, soyut dışavurumculuğun şekle ve duyguya verdiği aşırı öneme karşı tepki göstermek olmuştur. Çünkü minimalizmde, nesnenin nesne olma özelliğine dikkat çekme amacı güdülmektedir.
Müzikte ve görsel sanatlarda kullanılan minimalizm, her ne kadar bir sanat akımı olarak ifade edilse de günümüzde bu kavram farklı boyutlar kazanmıştır. Daha doğrusu yaşamın diğer alanlarında da kullanılmaya başlanmıştır diyelim. Mesela bu kavram her geçen gün biraz daha fazla insanın dikkatini çeken bir yaşam felsefesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk etapta bir sanat akımı olarak ortaya çıkan minimalizm günümüzün popüler yaşam felsefelerinden biri haline gelmiştir.
Nitekim bu olgu da tıpkı sanatta olduğu gibi karmaşaya, gereksiz fazlalığa ve biçimciliğe karşı bir tepki niteliğinde oluşmuştur. Çünkü son 10-15 yıl içerisinde yaşanan gelişmeler bizi kaldırabileceğimizden çok daha fazla yükü sırtlanmaya, sahip olabileceğimizden çok daha fazlasını edinmeye teşvik eder bir hal almıştır. Bu da yaşamlarımızın tıka basa dolması anlamına gelmiştir. İşte tam da bu noktada minimalist yaşam bize nefes alacak bir yer vaat etmektedir.
Nasıl minimalist olunur, minimalist yaşamak ne demektir gibi soruların cevaplarını da önemlidir. Minimalist insan nasıldır? Evet, bu sorular son zamanlarda sık sık karşımıza çıkar oldu. Hatta belki sizin etrafınızda da minimalist yaşam felsefesini benimseyen ve size de aynı stili öneren insanlar vardır. Nasıl minimalist olunabileceğini araştırırken yanlış ya da eksik bilgiye sahip olanlar kadar, minimalist yaşamı tam olarak hayatına uyarlamayı başaranlar da var.
Öncelikle evinizde birkaç parça eşyayla yaşayarak minimalist bir insan olamayacağınızı bilmelisiniz. Çünkü sadeleşmek, yalnızca fazla eşyalarınızdan kurtulmak demek değildir. Buna ilave olarak gereksiz düşüncelerden, fazla insandan, kalabalık ve yorucu yaşam tarzından, yorucu ve gereksiz alışkanlıklardan, kısacası maddi-manevi bütün fazlalıklardan kurtulmak gerekir. Çünkü daha az şeye sahip olmak, daha az şey için endişelenmek demektir.
Tıka basa eşyayla doldurulmuş bir evde ömür geçirmek ile minimalist tarza uygun döşenmiş bir evde yaşamak sizce aynı olabilir mi? Fazlalık eşyaların bakımını, temizliğini yaparken yorulmuyor, saatlerinizi harcamıyor musunuz? Her sabah dolabınızı açıp onca eşyanın arasında kendinizi kaybetmiyor musunuz? Tüketim çılgınlığı yüzünden maddi sıkıntı çekmiyor musunuz? Minimalizm sayesinde bütün bu problemlerden kurtulur ve artık gereksiz yere stres yaşamazsınız.
Çünkü sadece ihtiyacınız olan şeylere sahip olmanın keyfini yaşarsanız. Anı yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenir, sizi tüketen sorunlardan kurtulmanın, üzerinizde yaratacağı o mükemmel etkiyi görürsünüz. Minimalist yaşamın evde birkaç parça eşyayla yaşamak anlamına gelmediğini fark eder; bunun, gereksiz olan her şeyden kurtularak hayatı gerçekten önem taşıyan şeylerle dolu dolu geçirmeyi ifade ettiğini anlarsınız.
Sizi ağırlaştıran yüklerinizden kurtulduğunuzda çok daha rahat nefes almaya başlayacak, gerçekten yaşadığınızı hissederek “azlığın aslında çokluk olduğunu” keşfedersiniz.
Sadeleşmek aslında zenginleşmektir.
Sizin İçin Önerilenler
Eda Erdem Dündar Kimdir? Voley...
Eda Erdem Dündar, Türk voleybo...
Devamını OkuKeyif Veren Okuma Köşeleri içi...
Kitap okuma köşeleri, ruhunuzu...
Devamını OkuEn Keyifli Yaz Sporları...
Yaz aylarının gelişiyle birlik...
Devamını Oku