İşlem Sürüyor...

''Her Şey Bir Hayalle Başladı''

Röportaj | Efsane Bisikletçi Gilberto Simoni  


Bisiklet Dünyasının İlk Akla Gelen Efsanesi Simoni

İki kez Giro d’Italia şampiyonluğuna ulaşan efsane bisikletçi Gilberto Simoni ile, takımıyla geldiği Tour of Antalya’da beraberdik. Bisiklet dünyasının ilk akla gelen isimlerinden biri olan Simoni, bisiklet kariyeri, takımı Team Named Rocket ve gelecek hedeflerine dair sorularımızı yanıtladı.
 

Giro Şampiyonluğundan Genç Bir Takımın Liderliğine

Bu keyifli röportajda eski Giro şampiyonlarından Gilberto Simoni, 800 bin km pedal çevirdiği yılların ardından emekliliğe adım atışının ve sonra genç bir takıma liderlik ederek yeniden yarışlara dönüşünün kendisine hissettirdiklerini samimiyetle anlattı.
 

Başarılarla, madalyalarla dolu bir kariyerden sonra geriye dönüp baktığınızda ne görüyorsunuz?

Bisiklete Francesco Moser’in 1984’te Giro’yu kazandığı yarışı izledikten sonra başladım. Her zaman benim kahramanımdır. 14 yaşında yarışlara katılıp sürekli daha kuvvetli hale geldim. Başkaları da eğer benim şampiyon olduğum dönemleri seyretmiş ve bu sebeple heyecanlanıp bisiklete başlamışsa ne güzel. Bisiklet sporu böyle devam ediyor zaten. Ama geçmişe bakmak beni yoruyor. Bugün bisiklete binmek, bisiklete binenleri seyretmek ve onları yetiştirmek bana daha büyük zevk veriyor. Şimdi benim oğlum da bu spora gönül verdi. Aslında futbol oynuyordu. Ama bu seneden itibaren bisikletçi olmaya adım attı. Bu da bana gurur veriyor.
 

Trofeo Senza Fine’yi kaldırarak Giro şampiyonu olmak hayatınızı nasıl etkiledi?

Kazanmak çok güzeldi tabii. Bisiklet dünyasında bir star oldum ama hayatım hiç değişmedi. Beni gördüğünüz gibiydim, hayatımı hiç değiştirmedim. Hâlâ içimden geldiği gibi yaşıyorum.
 

En sevindiren galibiyet deyince aklınıza ilk hangi yarış geliyor?

18 yaşındayken katıldığım Giro della Lunigiana’ydı. Gençler için dünyanın en önemli yarışıydı. Bölge yarışını kazanıp Avrupa’daki tüm yarışlara katılma hakkı kazanmıştım. Bu yıl junior dünya şampiyonunun kazandığı o yarış benim bir yokuşçu olarak Giro d’Italia’yı hayal etmemi sağladı. 18 yaşında Giro’yu kazanamazsın ama bunu kazanınca onu hayal etmeye başlayabilirsin. En mutlu olduğum an oydu.
 

Bu yıl ilk kez katıldığınız Tour of Antalya’ya takımınızla geldiniz. Yarışlarla ve organizasyonla ilgili izlenimleriniz neler?

Benim için çok zevkli bir deneyimdi. Bisikletle de gelmek isterim. Böylesine güzel bir organizasyonu görünce çok duygulandım. Bu tip yarışlar, genç sporcular için çok sert geçer. Orada artık kafa çalışmaz, her şey bacaklarda biter; ama madem o piste çıktın, o dansı yapacaksın. Bunun yanında Antalya da çok güzel bir şehir. Burada olup bu unutulmaz deneyimi yaşamak harika. İlk defa geldiğim Türkiye’ye benden 50 yıl önce de amcam gelmiş. Ondan yıllar sonra burada bulunduğum için duygusal hissediyorum kendimi.
 

Bisiklet kariyerinde en üst seviyeye çıktıktan sonra, yeni tecrübe kazanmaya başlayan bir takımın liderliğini üstlenmek ve onu ileri taşımaya çalışmak size ne hissettiriyor? Buna nasıl karar verdiniz?

Çok genç ve hayalleri olan bir takım. Bisiklet sporunu sevmelerini ve öğrenmelerini bekliyorum. Kendi düşlerinin peşinden koşmalarını sağlayacak bir ortam olmasını umuyorum. Takımı geliştirmem için beni Molinari davet etti. Ben takımı destekleyici konumdayım. Onlara güç vermek bana da güç veriyor. 95 yaşında bisiklete binen adamlar tanıdım, ilham aldım. Ben de onlar gibi yaşa aldırmayıp bisiklete binmek istiyorum. Dünya rekoru değil belki ama bu spora devam etmek istiyorum.
 

Takımın geleceğiyle ilgili önünüze nasıl bir hedef koydunuz?

Bisiklet sporunu seven çok önemli sponsorlarımız var. Bu sayede takımın geleceği için iddialı hedeflerle yola çıktık. Yarışmalarda iyi sonuçlar alıp içlerindeki hevesi daha da arttırmalarını bekliyorum. Tour of Antalya yılın ilk yarışı olduğu için kendilerini göstermek istediler. Ama gerçek anlamda rekabet edebilmeleri için hâlâ almaları gereken çok yol var. Yarışın ikinci etabında yaşanan kazalarda her iki yarışçı da düşmeseydi, yarışı ikinci ve üçüncü olarak tamamlayabilirlerdi. İlk yarış olduğu için sonuç çok önemli değildi. Mutlulukla başlayıp tamamlamalarını istemiştim. Öyle de oldu. Burada kazandıkları moral, onlara gelecek yıl için motivasyon olacaktır.
 

Bisiklet yarışlarını takip etmek izleyenler için son derece keyifli, peki ya sporcular için durum nasıl?

İzleyenler ekranda sadece ilk 30’u görür, diğerlerinin ne yaşadığını görmezler. İlk sıradakiler birer yırtıcı hayvan gibidirler. Arkada ise tam bir hayatta kalma savaşı yaşanır. Birinci olma hayalini kaybettiğinde, bacaklarındaki kuvvet de uçup gider. İşte o zaman final çizgisine ulaşmak eziyete dönüşür.
 

15 Giro, 5 Tour ve 5 Vuelta Koştum
 

‘90’lı yıllardan itibaren çok prestijli şampiyonluklar almış, başarılı bir sporcu olarak yeni neslin genç bisikletçilerine ne önerirsiniz?

2000 yarış koştum. 2000’i 365’e bölünce sanki 6 yıl hiç durmadan yarışmışım gibi oluyor. Tüm kariyerim boyunca 800 bin km bisiklete bindim. 15 Giro, 5 Tour ve 5 Vuelta koştum. Çok zor bir spor ve çok meşakkatli bir yol olduğunu söyleyebilirim. Önüne birkaç kariyer yolu çizerlerse o iş olmaz, bir tane olacak. En tepeye yükselmek için hiç yılmadan, sürekli çalışmaları lazım. Zafere uzanan rüyayı gerçeğe dönüştürmenin bir sırrı var. O da bu uğraşıdan büyük bir zevk alıyor olmak. Her gün bisiklete, ilk günkü heyecanla binmeleri lazım. Bisiklette yetenek denen bir şey var ama her şey değil. Bazen kazanmak için sadece deneyim değil içgüdü de lazım. Bazen rakiplerine bakıp yarışı tartarak kazanırsın ama bazen de farkında bile olmadan yaptıklarınla kazanırsın.

0 Yorum

Yorum Yap

2555 kez görüntülendi
  • Atiye Yeniyayla
  • 06-12-2019
  • YAŞAM

Sizin İçin Önerilenler


BARUT HOTELS
İLETİŞİM