Hayatın Renklerini Gör

 Anda Olmanın Gücü

 Hayatın her anında kendinizdeki ve etrafınızdaki değişimi,   olağanca gerçekliğiyle fark etmek... Anı, an be an fark ederek   yaşamak... Zihninizden geçen düşünceleri görmek, yaşadığınız   duyguları oldukları gibi algılamak... Bunları yaparken de hiçbirini   isimlendirmeden, yargılamadan, tepki vermeden, onlarla baş başa   kalabilmek. Aslında bu doğuştan içimizde taşıdığımız, ancak   evrimleşen zihnimizin sürekli başka şeyler düşünen halinde   zayıflamış bir yetenek. Dünyada yeni bir trend olan “natural mindfullness”, yani Türkçesiyle “doğal farkındalık” pratikleri, bu yeteneğimizi fark etmeyi, kavramayı, güçlendirmeyi anlatıyor.

Bu yeteneği zayıflamış bir kas gibi düşünürsek, “mindfulness” pratikleri kasınızı güçlendirdikçe içinde bulunduğunuz anda olma, o anı yaşama kabiliyetiniz de gelişiyor ve zihninizde bir berraklık, netlik sağlıyor. Böylece hayattaki amacınızı, sizi dönüştürecek davranışları fark etme şansı yakalıyorsunuz. Anı, an be an yaşama gücünüz artıyor. Bu anlar bazen fark etmediğiniz bir güzelliği, huzuru yakalamanıza, bazense zorlukları, stresli anları daha iyi yönetmenize imkân tanıyor.

Stres kelimesi kısmen yeni bir kelime olsa da esasında insanoğlunun hayatında en başından beri var. Bundan binlerce yıl önce mağara adamı da strese giriyordu ve fiziksel olarak strese karşı bizimle aynı tepkileri gösteriyordu. Aynı tepkileri de verse, doğal olarak evrimleşmiş insanın hayatı mağarada yaşayan atalarımıza göre oldukça farklı. Modern hayatın koşuşturması, trafik çilesi, eğitim ve iş yaşamındaki sıkıntılar, izlediğimiz haberlerin dehşeti, ekonomik tablo, yakınlarımızla yaşadığımız ilişkiler yoğun bir stres barındırıyor. Stresin bizim üzerimizdeki etkileri atalarımızla aynı olsa da; biz hayatı daha hızlı yaşıyor ve onca stresli andan sonra toparlanmak için çoğu zaman kendimize vakit ayıramıyoruz.

“Mindfulness” kendi mağaranızı inşa etmek konusunda size yardımcı oluyor. Bir an trafikte olduğunuzu düşünün... Arabadasınız ancak aklınız yarın yapmayı planladığınız önemli iş, eve gittiğinizde yapmanız gerekenler ve spikerin radyoda anlattıkları arasında gidip geliyor. Kendinizi hapsedilmiş, bıkkın ve çaresiz hissediyorsunuz. Gideceğiniz yere bir an önce ulaşmayı hayal ediyorsunuz ama yol bitmiyor. Bu trafiğin hayatınızı tükettiğine ve şehri terk etmek gerektiğine karar veriyorsunuz. Bir de şunu hayal edin: Yine yoldasınız ve aynı şeyleri hissediyorsunuz. Ancak tepki vermektense dikkatinizi yaşadığınız deneyime yöneltiyorsunuz. Ellerinizin sımsıkı, omuzlarınızın gergin ve yukarda, nefesinizin daralmış olduğunu olabildiğince fark ediyor ve buraları gevşetiyorsunuz. Kendinize trafiğin hayattaki diğer her şey gibi sonunda biteceğini hatırlatıyorsunuz. Belki de tüm bu sıkıntılı durum içerisinde bile detayları fark etmenin güzelliğini hissediyor, sağlıklı ve hayatta olduğunuz için şanslı olduğunuzu düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Tekrar dikkatinizi nefesinize ve zihninizden geçen düşüncelere ve duyumsadığınız hislere yöneltiyorsunuz.

İşte “mindfulness”ı, yani yaşadığınız anın her ayrıntısını fark etmeyi, zihninizden geçen düşünceleri, yaşadığınız duyguları oldukları gibi algılamayı ve onları isimlendirmeden yaşamayı deneyimlediniz. Şüphesiz ki önceki trafik deneyimlerinden daha farklı, daha iyi hissettirecektir. Mindfulness pratikleri ile güçlenen farkındalık yeteneğiniz sayesinde anda olmanın gücüyle hayatınızdaki zorluklarla daha rahat başa çıkabilir; odaklanma, dikkat, netlik, yaratıcılık konularında gelişme sağlayabilirsiniz. Daha da önemlisi yaşamınızı dönüştürecek davranışlar geliştirebilirsiniz. Bu dönüşüm için beş günlük sessizlik inzivaları ve sekiz haftalık mindfulness tabanlı stres azaltma programları oldukça destekleyici bir başlangıç sunuyor.