İşlem Sürüyor...

Diyarbakır Surlarının Tarihi

Her şehrin kendine ait bir hikayesi var. Bu hikayenin içinde hem tarihsel kökler, hem mitler hem de şehri şehir yapan simgeler gizli. İşte Türkiye’nin doğu kanadının en gelişmiş ve köklü şehirlerinden birisi olan Diyarbakır’ın surları da bu simgelerden birisi. Halk arasında “Ben û Sen” olarak anılan bu surlar 5 kilometrelik uzunluğu ve görkemli görüntüsüyle şehre tarihi bir derinlik katıyor. Diyarbakır’ın dört merkez ilçesinden birine de adını veren surlar 12 metre yüksekliğinde. UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alan surlar, dünyada Çin Seddi’nden sonraki en uzun duvar özelliğine de sahip. Yukarıdan bakıldığında kalkan balığı görüntüsünü hatırlatan surlar Diyarbakır’ın zengin tarihsel zincirine bir halka daha ekliyor. 

 

Diyarbakır surları şehrin tamamını içine alan bir duvar şeklinde inşa edilmiş. Kale ile birlikte savunma amaçlı olarak yapılan Diyarbakır surlarının İ.Ö 4 bin yılı dolaylarında bölgenin yerli halkı Huriler yapıldığı tahmin ediliyor. Bizans İmparatoru Constantinus tarafından bakım ve onarımı yaptırılan surlar iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşur. 5,5 kilometre uzunlukta olan dış kalenin 4 kapısı ve 82 adet burcu vardır. Taşların kalınlığı 4 metre civarında olduğu için günümüze kadar sağlam şekilde gelebilmiş olan burçlar kalenin belki de en görkemli kısmıdır.

 

İç kale ise Virantepe isimli tepenin üzerinde yükselir. Tarih boyunca Diyarbakır’ın bulunduğu topraklarında varlığını sürdürmüş her uygarlıktan izlerin bulunduğu kale, sadece bu özelliği ile dahi son derece kıymetlidir. Surlar üzerinde yer alan motifler ve kitabeler sayesinde Abbasiler, Bizanslılar, Romalılar, Mervaniler, Büyük Selçuklular, Artuklular, Eyyûbiler, Akkoyunlular ve Osmanlı Devleti’nin izlerini görmek mümkündür.

 

 

 

Her şehrin ve tarihi yapının bir hikayesi var demiştik ya. Ben û Sen’in de bir hikayesi var elbet. Rivayete göre surları yapacak usta ve kalfası kimin daha güzel iş çıkartacağı konusunda iddiaya girer ve her ikisi de ters yönlerden surları inşa etmeye başlar. Ve yolları bir noktada kesişir. Birbirlerinin inşa ettikleri surlara imrenerek ve hayranlık içinde bakan usta ve kalfa kimin eserinin daha güzel olduğunu sorarlar birbirlerine. “Ben mi, Sen mi?” Usta nezaket gösterir ve kalfasına “sen” diyerek kendisini surdan aşağı bırakır. Kalfa da bu duruma dayanamaz ve o da kendisini surlardan aşağı atar. İşte bu bölgeye Ben ve Sen anlamına gelen Ben û Sen adı verilir.

 

Diyarbakır’a kadar gelmişken surları mutlaka görmeliyim diyenler için ulaşım da oldukça kolay. Diyarbakır surlarına özel aracınız yahut toplu taşıma araçları ile rahatlıkla gidebilirsiniz. Yön levhaları takip etmeniz yeterli. Surlarda yer alan kafelerde soluklanarak çayınızı ve kahvenizi de yudumlayabilirsiniz.

0 Yorum

Yorum Yap

12091 kez görüntülendi
  • Uğur Kocakale
  • 14-10-2020
  • SEYAHAT

Sizin İçin Önerilenler


BARUT HOTELS
İLETİŞİM