İşlem Sürüyor...

Antalya’nın Tarihi Dokusuyla Büyüleyen İlçesi Demre

Likya’nın 6 büyük önemli şehrinden biri olan Demre, M.Ö. 3 yüzyıla kadar uzanan bir tarihi geçmişe sahip olup o dönemde Myra yani "Yüce Ana Tanrıçasının yeri" olarak adlandırılmıştır. Bizans döneminde önemli bir idari ve dini merkez haline gelen Myra’da IV. yüzyıl başında St. Nicholas piskopos olarak görev yapmıştır. Bu sebeple hem piskoposluk hem de önemli bir idari ve dini merkezi olan Myra, Hıristiyan dünyasının büyük ilgisini çekmektedir.

 

 

Myra Antik Kenti

Myra Antik Kentinin varlığı M.Ö 5.YY’a kadar devam etmiştir. Özellikle Likya ve Roma Dönemleri’nde önemli bir yere sahip olan Myra Antik Kenti, Demre Merkez İlçesi’nde yer alır. Bu antik kent aynı zamanda kaya mezarları ve antik tiyatrosu ile ünlüdür. Myra Antik kentinin önemli bir özelliği de Likya Medeniyetleri arasında 3 oy hakkına sahip olan en önemli 6 kentten biri olmasıdır. Bu yönüyle Myra Antik Kenti antik çağlarda olduğu kadar günümüzde de önemli bir şehir sayılmaktadır.

 

Nicholas (Noel Baba) Kilisesi

St. Nicholas Kilisesi, Myra Antik Kenti’nden 5 dakika uzaklıkta, Demre Merkez’de yer alır. St. Nicholas Kilisesi’nin bir özelliği ise tüm dünyada Noel Baba olarak benimsenen Aziz Nikolas’ın mezarının da burada bulunmasıdır. Bu yönüyle Ortodox Hristiyanlar için aynı zamanda bir hac destinasyonu da olan St. Nicholas Kilisesi’nin yapımına Bizans Dönemi’nde (M.S 5. YY) başlanmıştır. Aziz Nikolas’a adanmış iki bine yakın kilise olsa da doğduğu yer olan Demre’deki kilise, aralarından ilk ve en önemlisidir.

 

Andriake Antik Kenti ve Likya Medeniyetleri Müzesi

Andriake Antik Kenti, Myra Kentiyle benzer nitelikler taşıyan bir kenttir. Bunun sebebi de tıpkı Myra gibi Likya Medeniyetleri arasındaki en önemli liman kentlerinden biri olmasıdır. Andriake Antik Kenti Demre’ye 6 kilometre mesafede yer alan bir sahil kentidir. Bu kente ait olan kalıntıların birçoğu Likya Medeniyetleri Müzesi altında bir arada sergilenir. Ancak müze dışında da görebileceğiniz kalıntılar vardır ve bu bölgede çok sayıda mezar, lahit ya da sur kalıntısı görebilirsiniz.

 

Andriake Kuş Cenneti

Demre’ye gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken duraklardan biri de Andriake Kuş Cennetidir ve Çayağzı Limanı Yolu ile Likya Medeniyetleri Müzesi arasında yer alan sulak alanda 149 farklı türde kuşa ev sahipliği yapar. Demre’den yalnızca birkaç kilometre mesafede yer alan Kuş Cenneti’nde görebileceğiniz türler arasında; yaban ördeği, meke ve karabatak yer alır. Andriake Kuş Cenneti her sene yerli ve yabancı pek çok kuş gözlemcisi tarafından ziyaret edilir.

 

Soura (Sura) Antik Kenti

Soura (Sura) Antik Kenti, Likya Medeniyetleri arasında 2 oy hakkına sahip olmasıyla bilinir. Bu antik kent Demre’ye 6 kilometre mesafede bulunan Sura Köyü’nde konumlanır. Antik dönemde federasyonun “kehanet” merkezi sayılan Soura (Sura) Antik Kenti’nde Apollon Tapınağı kalıntıları, akropol, lahitler ve kaya mezarları bulunmaktadır. Soura (Sura) Antik Kenti’nde yer alan ve üstü lahit olan anıtsal mezarın özelliği ise Likya’daki en büyük lahit olmasıdır.

 

Simena Antik Kenti (Kaleköy)

Günümüzde Kaleköy adıyla bilinen ve şirin bir turizm kasabası olan Simena Antik Kenti’nin geçmişi M.Ö 4. YY’a kadar dayanır. Küçük bir Likya Kenti olan Simena Antik Kenti’ne Kaleköy mevkiinde denize doğru 10 dakika yürüyerek ya da tekneyle ulaşılabilir. Simena Antik Kenti sahip olduğu kale ve lahit mezarlarıyla bilinir. Görülebilecek kalıntılar arasında; kaleye çıkarken yol üzerinde bulunan küçük bir tiyatro ve kilise bulunur. Simena Antik Kenti’nin büyük bir kısmı sular altında kalmıştır.

 

Üçağız Antik Kenti (Theimussa)

Üçağız Antik Kenti (Theimussa) Likya Dönemi’ndeki önemli liman kentlerinden biridir. Bu kent Demre’den arabayla 30-40 dakikalık mesafede bulunur. Günümüzde Üçağız Köyü olarak adlandırılan antik kentte hamam, kilise ve nekropol kalıntıları bulunur. Demre’ye gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken bu antik kent konum olarak Simena, Dolichiste ve Aperlai kentleri arasında bulunur. Yani bu üç antik kente de kısa sürede ulaşabilir ve hepsini gezebilirsiniz.

 

Kekova Bölgesi

Manzarası ile ziyaret eden herkesi büyüleyen Kekova, Türkiye’nin dalış cenneti olarak bilinir. Aynı zamanda da antik uygarlıkların beşiğidir. Işık ülkesi Likya’nın güneşini bugüne taşıyan Kekova hem kültürel mirası ile hem de zengin doğası ile ilgi çeker. Kekova sahip olduğu su altı hazinesi sayesinde her sene binlerce turiste ev sahipliği yapar. Kekova Antik çağa ait kalıntılar ile çevrelenmiştir. Ayrıca denizel biyolojik çeşitliliği ile kültür ve dalış turizmi açısından oldukça zengindir.

 

 

 

0 Yorum

Yorum Yap

6219 kez görüntülendi
  • Feride Bozdağ
  • 25-11-2020
  • SEYAHAT

Sizin İçin Önerilenler


BARUT HOTELS
İLETİŞİM