Ünlü fizikçi ve bilim insanı Albert Einstein Almanya’nın Ulm kentinde 14 Nisan 1879 dünyaya gelmiştir. Yahudi asıllı Alman teorik fizikçidir. 1808 yılında ailesi ile birlikte Almanya’nın Münih kentine taşınmıştır. Annesi ise başarılı bir piyanisttir. Albert okula başlamadan önce konuşmada zorluklar yaşamıştır. Çok küçük yaşlarda gördüğü manyetik pusula Albert Einstein’ın dikkatini çekmiş ve bilime merak duymasını sağlamıştır.
Ailesi Albert Einstein’ı evlerinin yakınında bulunan Katolik Hristiyan ilkokuluna yazdırmıştır. Albert dokuz yaşındayken Katolik Hristiyan ilkokulundan ayrılmış ve Luitpold Gymnasium okulunda eğitim almaya başlamıştır. Bu yeni okulda Albert Einstein en çok matematik ve Latince derslerindeki keskin mantığı çok sever ve en yüksek notları alır. Ancak Albert Einstein Katolik Hristiyan ilkokulundan daha sıkı bir disiplin anlayışı olan Gymnasium okulunda öğretmenleriyle sorunlar yaşar.
Babası ve amcasının işleri kötüye gidince iki aile Münih’ten İtalya’ya gitmeye karar verir ve Albert’in İtalya günleri başlar. Albert Einstein İtalya’ya geldiğinde lise eğitimini bırakmış olsa da eğitimini yarıda bırakmak istememiştir. Disiplinden ve militarizmden hoşlanmayan Albert Einstein zorunlu askerlik yapmayı istemediği için babasından belge isteyerek Alman vatandaşlığından çıkmış ve İsviçre vatandaşlığına başvurmuştur.
Bu sıralarda Federal Politeknik Okulu 18 yaş üzeri kişileri aldığından 18 yaşından küçük olan Einstein bu okula özel bir izin alarak başvurmuştur. Ardından mühendislik bölümüne kayıt yaptırmak isteyen Einstein sınavda matematik ve fizik sorularında büyük başarı göstermesine karşın diğer derslerden başarılı not alamamıştır. Bu durum üzerine okulun yöneticisi genç Albert’a lise diploması aldıktan sonra tekrar başvurması gerektiğini söylemiştir.
Lise diplomasını alarak tekrar başvuru yapan Einstein yine 18 yaşını doldurmadan Politeknik Okuluna kayıt olmuştur. Mühendislik bölümüne kayıt yaptıran Einstein fizik okumayı seçmiştir. Albert Einstein okuldaki üçüncü senesinde fizik konularını yetersiz bulunca davranışları ukala ve saygısız olmaya başlamıştır. Okuduğu okuldan 1900 yılında mezun olan Einstein fizik diplomasını aldıktan sonra da davranışları nedeniyle uzun bir süre hiçbir akademik kurumda iş bulamamıştır.
Mezun olduktan sonra iki yıl boyunca iş sıkıntısı yaşayan Albert Einstein bir arkadaşının babasının patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başlamıştır. 1908 yılına gelindiğinde Bern Üniversitesi’nde öğretmen olarak da çalışan Einstein sonraki süreçte hem öğretmenlikten hem de müfettişlikten ayrılarak 1909 yılında Zürih Üniversitesi’nde doçent unvanıyla öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır.
1911 yılında Prag’da bulunan Karl Ferdinand Üniversitesi’nde profesörlük unvanı alan ve birkaç yıl sonra (1914 yılında) Almanya’ya dönen Albert Einstein Kaiser Willhelm Fizik Enstitüsü’nde yönetici ve Berlin Humboldt Üniversitesi’nde de profesör olarak görev almıştır. 1916 yılında Alman Fizik Derneği’nin başkanı olmuştur ve yeni görecelik kuramına göre başka bir yıldız ışığının güneş tarafından kırılacağını hesaplamıştır.
Bu araştırması ile vardığı sonuç sonraki yıllarda Arthur Eddington’un güneş tutulması gözlemini doğrulamış ve Albert Einstein’ın ünü tüm dünyaya yayılmıştır. 1921 yılında Nobel Fizik ödülüne “fotoelektrik etkisi” açıklaması ile layık görülmüştür. 1925 yılında da Royal Society tarafından “Copley Madal” almaya layık görülmüştür.
1903 yılında Federal Politeknik okulunda sınıf arkadaşı olarak tanıştığı Mileva Maric ile evlenen Einstein, 1919 yılında kuzeni Elsa Einstein ile aşk yaşamaya başlamış ve eşinden boşanarak Elsa ile evlenmiştir. Amerika’da üniversiteleri ziyarete gittiği sırada Almanların Yahudileri kısıtlaması, Yahudilerin bütün resmi konumlardan men edilmesi ve Naziler’in kitap yakma kampanyalarına başlaması Einstein’ı da etkilemiştir. Yakılan kitaplar arasında Albert Einstein’ın da kitapları bulunduğundan o gezi sırasında Einstein bir daha Almanya’ya dönmeyeceğini belirtmiştir.
Albert Einstein 18 Nisan 1955 tarihinde iç kanama geçirir. “İstediğim zaman gitmek istiyorum. Hayatı yapay bir şekilde uzatmak tatsız. Ben payımı kullandım, şimdi gitme zamanı ve bunu zarif bir şekilde yapmak istiyorum” diyerek tedaviyi reddeder ve 76 yaşında yaşamını yitirir. Otopsisi sırasında Princeton Hastanesi patoloğu Thomas Harvey, Einstein’ın beynini kafatasından çıkardıktan sonra kendi kendine "Bu dünyamız hakkında her şeyi değiştiren beyindir" diyerek ünlü fizikçinin beynini evine götürür. 1985 yılına kadar Einstein’ın beynini kendi evinde muhafaza eden Harvey daha sonra dünyanın seyrini değiştiren bu beyni hastaneye teslim eder.
Sizin İçin Önerilenler
Eda Erdem Dündar Kimdir? Voley...
Eda Erdem Dündar, Türk voleybo...
Devamını OkuKeyif Veren Okuma Köşeleri içi...
Kitap okuma köşeleri, ruhunuzu...
Devamını OkuEn Keyifli Yaz Sporları...
Yaz aylarının gelişiyle birlik...
Devamını Oku