Antalya’nın modern, geniş ve ferah bulvarlarının iki yanında yükselen beyaz boyalı modern apartmanların yanında bir de daracık sokaklarda gelene geçene gülümseyen; büyük şehrin keşmekeşi ve yorucu enerjisinden sıyrılıp çıkmanızı sağlayan taş ve ahşaptan romantik evleri de vardır. Antalya’nın ilk semti olan tarihi Kaleiçi’nde, şimdilerde büyük çoğunluğu otel, restaurant, deri, kuyum, antika halı ve hediyelik eşya satan işletmelere dönüşen bu evler bir zamanlar doğumların, ölümlerin, bayram sevinçlerinin, düğün derneklerin yaşandığı geleneksel evlerdi. Tarih kokan ve kendine özgü mimarisi ve ifadesiyle geçmiş zamanın izlerini yansıtan Kaleiçi evleri Antalya’ya gelen yerli yabancı turistlerin ilgisini çekerek kendisine hayran bırakıyor.
19. yüzyıla tarihlenen Antalya Kaleiçi evlerinde girişin hemen yanında merdivenli bir avlu bulunur. Bu yaşı ilerlemiş ama asla zamana yenilmemiş evlerin zeminini ise “Rodos işi” olarak adlandırılan ve çoğunlukla siyah beyaz olan geometrik çakıl taşı mozaikler kaplar. Bu zemine bakarak buranın bir Antalya Kaleiçi evi olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Bu figüratif mozaikler hem dekoratif amaçlıdır hem de sıcak yaz günlerinde evi serin tutmaya yarayan işlevsel bir özelliğe de sahiptirler. Akdeniz’in karakteristik yaz sıcağını gölgelemenin bir başka yolu da evlerin avlusuna dikilen ağaçlardı. Evlerdeki serin sofaları da unutmamak gerek elbette. Kaleiçi evlerine has mimari tasarım yazın serin kışın ılık tutmaya yönelikti ve bu iş son derece estetik biçimde zuhur ediyordu.
Hem mimari hem de görsel bir detay olan sütunlar ise ahşap malzemeden yapılıyordu. Antalya evlerinin alt katındaki oda sayısı azdı ve ışığı avludan alacak şekilde tasarlanmıştı. Üst kat odalarda ise ikinci bir mutfak ve daha çok sayıda oda vardı. Evler dar sokaklarda ve birbirine yakın şekilde konumlandığı için yazın serin kışınsa bir ısıtma aracına gerek duymayacak kadar ılık oluyordu.
Eski ahşap ev ve konakları çekici ve özel kılan detaylardan birisi de cumba idi. Üst kat odalarda mutlaka cumba ve bol pencere olurdu.
Hatıl denilen mimari ögeler ise hem duvarlardaki çatlamaları önlemek hem de evi daha sağlam kılmak için kullanılıyordu. 19. yüzyıl sonlarında Kesik Minare Camisi’nin de bulunduğu sokakta çıkan yangında pek çok ev yanmış, bundan sonra yapılan evlerde taş malzeme de kullanılmıştır.
Sadece yaz turizmi değil Saklıkent’teki kış turizmi ile de özel bir şehir haline gelen Antalya’nın hemen her noktasından kanlı canlı önünüze çıkan tarihsel süreç, Kaleiçi semtinde iyice doruğa çıkıyor. Berrak gökyüzü altında kümelenmiş ve turuncu çatıların bir şapka gibi örttüğü yarı taş yarı ahşap bu sakin tabiatlı evler, gösterişli konaklar, minareler, sur duvarları ve kalıntıları, adım başı kendini gösteren ve oracıkta duruveren sütun kaideleri, labirent gibi sizi içine alan daracık sokaklar ve bu sokaklarda bilerek kaybolmanın benzersiz keyfini yaşamak için Antalya Kaleiçi evleri sizi davet ediyor. Antalya gezinizde bu davete icabet edin ve o eski zamanın havasını taşıyan sokaklarda kaybolun. Bol bol fotoğraf çekmeyi de ihmal etmezseniz karelere sabitlenen tarihi sokakların ve Kaleiçi evlerinin enerjisini mütemadiyen hissedip yaşayabilirsiniz.
Sizin İçin Önerilenler
İstanbul'daki Tarihi Pasajlar...
İstanbul pasajları, şehrin kül...
Devamını OkuTürkiye’nin En Popüler Tekne T...
Türkiye'nin en büyüleyici ...
Devamını OkuUrla’da Gezilecek Yerler...
Urla'da gezilecek yerler, ...
Devamını Oku